Eylül 2022'de, İran'da genç kadın Mahsa Amini'nin gözaltına alındıktan sonra hayatını kaybetmesi, ülke genelinde geniş çaplı protestolara neden oldu. Amini'nin ölümü, özellikle kadın hakları ve ifade özgürlüğü konularında yoğun tepkilere yol açtı, birçok İranlı sokaklara dökülerek rejime karşı seslerini yükseltti.

Reklam Panosu Çökmesi 8 Can Aldı, 59 Yaralı Reklam Panosu Çökmesi 8 Can Aldı, 59 Yaralı

Tomac Salihi'nin Tutuklanması ve İdam Kararı

Bu protestolarda önemli bir figür olan 32 yaşındaki İranlı rap müzik sanatçısı Tomac Salihi, gösterilere katıldığı ve bu eylemleri organize ettiği iddialarıyla gözaltına alındı. İsfahan Devrim Mahkemesi, Salihi'ye "yeryüzünde bozgunculuk çıkartmak" suçlamasıyla idam cezası verdi. Bu karar, sanatçının ve onu destekleyenlerin büyük tepkisini çekti. Salihi'nin avukatı Emir Reisiyan, İsfahan Devrim Mahkemesi'nin bu kararının, daha önce Yüksek Mahkeme tarafından bozulan ve hapis cezasına çevrilen idam kararını hiçe saydığını belirtti.

Yüksek Mahkeme Kararının İhlali ve Uluslararası Tepkiler

Reisiyan, Yüksek Mahkeme'nin önceki kararını hatırlatarak, Devrim Mahkemesi'nin bu kararı görmezden gelmesinin yasalara aykırı olduğunu ve adil yargılama ilkelerine uymadığını vurguladı. Bu durum, uluslararası alanda da dikkat çekti ve birçok insan hakları örgütü, İran hükümetine karşı tepkilerini dile getirdi. Uluslararası topluluk, Salihi'nin serbest bırakılması ve adil bir yargılama süreci talebinde bulundu.

Tomac Salihi'nin, ifade özgürlüğü ve sanatsal faaliyetlerinin bedeli olarak idamla yargılanması, İran'daki mevcut politik iklimin sertliğini ve ifade özgürlüğü üzerindeki baskıları gözler önüne seriyor. Salihi'nin durumu, İran'daki yasal süreçlerin ve yargı sisteminin daha geniş eleştirilerini de beraberinde getiriyor. Bu arada, Salihi'nin ailesi ve destekçileri, uluslararası topluluğun desteğiyle adalet arayışlarını sürdürüyor.

Tomac Salihi'nin durumu, İran'da ve dünya genelinde sanatçıların ve aktivistlerin karşılaştığı zorluklara dikkat çekmekte ve global bir dayanışma çağrısı yapmaktadır. Bu süreç, hem İran'daki hukuki standartların hem de uluslararası insan hakları normlarının sınandığı bir döneme işaret etmektedir.