1968 yılında Ankara’da doğan Fidan Türk Silahlı Kuvvetleri’nde astsubay olarak başladığı kariyerini akademisyenlik ve çeşitli bürokratik görevlerle sürdürdü. 2010-2023 yılları arasında Milli İstihbarat Teşkilatı başkanlığı yapan Fidan bu süre zarfında Türkiye’nin güvenlik ve dış politika alanında kritik roller üstlendi.
Hakan Fidan'ın göreve gelmesi Türkiye'nin diplomatik ve stratejik vizyonunun yeni bir döneme girdiğinin işareti olarak değerlendiriliyor. Fidan hem askeri hem de bürokratik geçmişiyle Türkiye'nin dış politikadaki etkinliğini artırmak ve uluslararası arenada daha güçlü bir konum elde etmek amacıyla çalışmalarına devam ediyor.
MİT'ten Dışişleri’ne
Fidan MİT Başkanlığı görevini 13 yıl boyunca başarıyla yürüttü. Görev süresi boyunca önemli operasyonlara ve uluslararası krizlerde Türkiye'nin diplomatik pozisyonunu güçlendiren adımlara imza attı. 4 Haziran 2023 tarihinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Dışişleri Bakanı olarak atanan Fidan böylece İsmet İnönü'den sonra bu göreve gelen ikinci asker kökenli isim oldu.
Yeni Kabinede Güçlü Bir İsim
Yeni görevinde Türkiye’nin dış ilişkilerdeki stratejilerini belirleyen Fidan özellikle Ortadoğu Avrupa ve NATO ilişkilerinde Türkiye'nin etkinliğini artırmayı hedefliyor. Tecrübeli bir diplomat olarak bilinen Fidan MİT'teki başarılı geçmişiyle yeni görevinde de dikkatleri üzerine çekiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sır küpüm olarak tanımlanan Hakan Fidan Milli İstihbarat Teşkilatı'ndaki 13 yıllık görev süresinde elde ettiği başarıların ardından Türk diplomasisinin başına getirildi. Libya'dan Suriye'ye Ukrayna'dan Kafkaslar'a kadar birçok bölgesel süreçte MİT'in etkinliğini artıran Fidan bu tecrübesiyle Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturdu.
Fidan'ın Görev Süresi ve Tepkiler
Fidan MİT Başkanlığı döneminde 15 Temmuz darbe girişimi gibi kritik süreçlerin yanı sıra pek çok uluslararası krizle de yüzleşti. Ancak ona yönelik ilk büyük tepki yurt içinden değil yurt dışından geldi. Dönemin İsrail Başbakanı Ehud Barak Fidan'ın MİT'in başına geçmesini endişe verici olarak nitelendirdi. Barak Fidan’ın 2008-2009 yıllarında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nda görev yaptığı dönemde İran’a yakın bir duruş sergilediğini öne sürdü ve bu kaygısını hem kapalı kapılar ardında hem de kamuoyuna açık bir şekilde dile getirdi.