Türkiye, Narin Güran’ın trajik ölümü ile sarsılırken, aynı ailenin başka bir dramı daha gün yüzüne çıktı. Narin’in engelli ablası Tülin Güran’ın 2009 yılında ölümü, Narin’in çuval içinde taşlarla örtülü cesedinin Diyarbakır’da Eğertutmaz deresinde bulunması sonrasında yeniden gündeme geldi. Ailenin iki kız çocuğunu kaybetmesi, şüpheleri artırıyor ve soruşturma daha da geniş bir çerçeveye taşınıyor.
Ailenin Geçmişi ve İki Kız Çocuğunun Sonu
Narin’in ablası Tülin’in merdivenden düştüğü iddia edilse de, hastane kayıtlarına göre solunum yetmezliği ve zatürree nedeniyle hayatını kaybettiği belirtilmiş. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, Tülin’in ölümüyle ilgili eski hastane kayıtlarını talep etti. Kayıtlarda, Tülin’in ölümünün doğal sebeplerle gerçekleştiği ve otopsi yapılmadan defnedildiği ortaya çıktı.
Narin Cinayeti Soruşturması: Aile Üyeleri Gözaltında
Narin Güran’ın vahşi cinayetinin ardından ailesinin 22 üyesi, suçlamaları reddetti ve kendileri de katillerin bulunmasını istediklerini belirtti. Diyarbakır’daki Bağlar İlçe Jandarma Komutanlığı’nda yapılan sorgulamalar sonrası, şüpheliler adliyeye sevk edildi. Soruşturmayı derinleştiren savcılar, ailenin ifadelerini aldı ve şüphelileri nöbetçi Sulh Ceza Sorgu hakimliğine gönderdi.
Narin ve Tülin’in ölümleri arasındaki potansiyel bağlantılar, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Tülin’in ölümünün yeniden incelenmesi ve Narin’in cinayetiyle ilgili devam eden soruşturma, toplumda adalet taleplerini güçlendiriyor. Tülin’in mezarının açılması ve daha kapsamlı bir soruşturma yapılması ihtimali, bu trajedilerin üstündeki sis perdesini aralayabilir.
Narin’in ve ablası Tülin’in ölümleri, Türkiye’de kadın ve çocuk haklarına dair ciddi sorunları gündeme getirmekte. Toplumun her kesiminden insanlar, bu tür vakaların aydınlatılması ve faillerin adalet önüne çıkarılması için çağrıda bulunuyor. Devam eden soruşturma, bu konularda atılacak adımların bir göstergesi olacak ve belki de iki kardeş için adaletin sağlanmasına olanak tanıyacak.
Bir yanıt yazın